17 Eylül 2010 Cuma

italya, amalfi



 

 Tipik bir İtalyan kadını, tipik bir İtalyan menüsü

Ravello’nun ara sokaklarında gösterişi olmayan sade, küçük bir lokanta “Cumpa Cosimo”. İçeri girdiğinizde , duvarlara asılı fotoğraflardan aslında ne kadar meşhur bir yer olduğunu anlıyorsunuz. Jacqueline Onassis’ten Humprey Bogart’a bir çok ünlünün bu mekanın ziyaretçisi olduğunu görüyorsunuz.

Cumpo Cosimo’nun açılısı 1929 yıllarında. Cosimo ve Chiara çiftinin açtığı lokanta bugün çoçukları tarafından işletiliyor. Cumpa Cosimo şimdilerde Netta’nın adıyla anılıyor. Netta, anne ve babasının ölümünden sonra lokantanın başına geçiyor.  45 yıldır  yemekleri kendi pişiriyor. Bugün 65 yaşında ve  hiç evlenmemiş olan  Netta, “işimle evliyim” diyor. Güleryüzü ve renkli kişiliğiyle bir yandan mutfakta yemekleri pişirirken, diğer yandan da masaları ziyaret ederek sohbet ediyor. Tüm bu işlerin arasında masalarda eksikleri takip ederek kendi eliyle getiriyor, hatta hesabı bile kendisi alıyor. Netta’yı seyrederken siz yoruluyorsunuz , ama renkli kişiliği ve güleryüzlüğü ile etrafta dolaşırken işini ne kadar çok sevdiğini anlıyorsunuz.

79 yıldır lezzetinden ve hizmetinden taviz vermeyen lokantanın geleceğini merak ediyor ve Netta’ya soruyoruz : “ Çocuklarınız olmadığına göre sizden sonra lokantayı kim devam ettirecek” diye.  Tebessümle “bilmiyorum, umarım kardeşimin çoçukları sahip çıkar” diyor.

Ve Geleneksel İtalyan mutfağının tadlarıyla bir lezzet serüvenine sürüklüyor bizi. Ev yapımı makarnalardan, pizzalardan, deniz ürünlerinden etlere  kadar geniş bir menüye sahip olan bu lezzet durağında Nette’nin tavsiyesi “Degustation di pasti” adını verdiği karışık makarna tabağı.

italya,amalfi





Napoli koyunun güney kıyılarına yakın kayalık ve dağlık bir bölge olan Sorrento yarımadasının kıyılarından Salerno’ya kadar  uzanan bu sahil şeridi bir zamanlar denizcileri sesleriyle büyüleyen sirenlerin yaşadığı bugünse  kasabalarının güzelliği  ve kıyı dekoruyla   popüler  bir sayfiye yeri. Sorrento’dan deniz tarafına gittiğinizde sırası ile Positano, Praiano, Conca Dei Marini, Amalfi, Atrani, Ravello, Minori, Maiori, Vietri Sul Mare ve Salerno geliyor.

Limon ve zeytin ağaçlarının gölgesinde küçük kasabaların bulunduğu Amalfi kıyılarında bir zamanlar, "siren" adı verilen ve incecik sesleriyle gemicileri kayalara sürükleyip teknelerini batıran tanrıçalar yaşarmış.. Bir inanca göre, bugün Rudolf Nureyev'in sahibi  olduğu “Li Galli” adacıkları  aslında sirenlerin vücudu imiş.


Amalfi kıyılarındaki denizin üzerinde yamaçlara oturtulmuş kasaba ve köyleri, denize doğru sarkan yamaçlardaki kat kat asma bahçeleri, uçurumun dibindeki evleri gördüğünüzde “doğa mı güçlü, insan mı” sorusuna hiç düşünmeden “insan” yanıtını veriyorsunuz.



Gökyüzüne denizden daha yakın bir yer :Ravello


Ravello hayal edilebilecek en güzel ve en romantik küçük kasabalardan biri. Dik bir bayırın üzerinde kurulu 350 metre yükseklikteki  Ravello Fransız yazar Andre Gide’in  dediği gibi “gökyüzüne denizden daha yakın” . Süslü bahçeleri,   unutulmaz gök mavisi kıyı manzaraları, insana huzur veren atmosferi ile Ravello aynı zamanda bir festivaller şehri . 1880 yılında Parsifal operasının bir bölümünü burada besteleyen Richard Wagner’ın anısına  1953 yılından beri her yıl “Ravello Müzik Festivali” düzenleniyor. Wagner’in besteleri  Ravello sokaklarında kulaklarda çınlıyor.

Wagner’in eşsiz müziğiyle kutsanmış bu kasabının ünlü iki villasından biri olan Villa Rufola  ortancalar, sardunyalar, limon ağaçlarıyla donanmış  güzel bahçelerinin görüntüleriyle gerçekten muhteşem. Tarihi ve mimari özelliklere sahip  olan villa, adını sahibi olan Rufola ailesinden  almış.  13. yüzyılda inşa edilmiş villa, papalar, imparatorlar ve  Richard Wagner dahil bir çok misafir ağırlamış.  İlk başta arap, roman ve sicilya mimarilerinin karışımıyla yapılanan villa yıllar geçtikte mimari değişime uğramış. 18. yüzyılda çitler eklenmiş, 19 yüzyılda romantik bahçeler eklenmiş.  Rufola ailesinden  İskoçyalı İngiliz sanayici Francis Neville Reid’e geçen villa daha sonraki yıllarda vakıf tarafından satın alınarak  bir kültür merkezine dönüştürülmüş. Bu doğa harikası villa , bugün Ravello’ya muhteşem botanik güzellikleri , ve görkemli festivalleriyle hayat veriyor.

Kasabanın diğer  önemli villası olan Villa Cimbrone de bahçeleriyle ünlü. 6 hektarlık bahçesiyle , bugün butik otel olarak işletilen Villa Cimbrone zamanında E.M. Forster, Lytton Strachey, Keynes, Henry Moore, Elliot, Crick, Piaget, Virginia Woolf, D.H. Lawrence,   Winston Churchill, Greta Garbo, Leopold Stokowsky gibi birçok sanatçıya, yazara, siyasetçiye ev sahipliği yapmış. 




Ravello’dan Positano’ya  uzun ince bir yol

Yukarıdan aşağıya inmeye başladığınızda seyrine doyamayacağınız bir manzara kartpostal gibi karşınızda duruyor.   Kıyıya indiğinizde kıvrımlı yol sizi döneminde İtalya’nın en güçlü deniz cumhuriyetlerinden olan Amalfi’ye getiriyor. Akdenizin tüm deniz ticareti bir zamanlar, 11 yüzyılda çıkarılan ve dünyanın en eski deniz yasaları olan “Tavole Amalfitane” ile yönetilmiş. Büyük limanı, meşhur katedrali, kâğıt üretim müzesi, Amalfi Denizcilik    yazıtları ile ünlü Amalfi kasabası aynı zamanda turizme ilk açılan yerlerden biri. Amalfi’de yaşam kentin onuru olan San Andrea katedralinin meydanında akıyor.  Fas - Gotik – Norman mimarisinin izlerini taşıyan  cephesi ve romanesk tarzdaki çan kulesi ile  San Andrea katedrali 9. yüzyılda kurulmuş.

Amalfi’nin batısında giderek daha da güzelleşen küçük dağ yolu, tekne, teleferik ya da kayalardan oluşan basamaklarla ziyaret edebileceğiniz zümrüt suların olduğu bir deniz mağarası olan Grotta dello Smeraldo’ya götürüyor.

Kıyının şiirsel doğasında kıvrıla kıvrıla ilerleyerek,  heybetli bir şekilde konumlanmış Positano’ya gelmeden önce kıyının en etkileyici vadilerinden Vallone di Furore’den geçiyorsunuz. Tüm kıyı şeridine adını veren Amalfi’den çok daha popüler olan Positano, daracık sokakları, merdivenleri, plajları, güzel otelleri ve hareketli  yaşamıyla  büyülüyor.

 Amalfi kıyısının en karakteristik özelliğinden birisi de daracık yolları. Amalfi'nin eski müdavimlerinden ünlü yazar John Steinbeck, yollarının, özellikle yan yana iki arabanın geçeceği mesafeden bile daha dar yapıldığını söyler.  Andre Gide, yürümeye çalışırken nasıl at arabasının altında kaldığını anlatır. 

Tiren denizinin kıyısındaki sahil şeridi,  irili ufaklı koyları ve küçük plajlarıyla keşfedilmeye değer bir cennet. Berrak ve turkuaz sularında serinleyeceğiniz plajların çoğu özel işletmelere ait.  Beyaz çakıl taşlı yüzlerce küçük sevimli plajların bulunduğu bu bölgede  en geniş kumsala sahip olan plaj Mairoi’de.

En küçük yerleşimi bile görülmeye değer görkemli Amalfi kıyıları, tüm popülaritesine ve kalabalığına rağmen gizli bir huzuru da içinde barındırıyor.

Bölgede ulaşım ise oldukça rahat. İster daracık dağ yollarından kıvrılarak arabayla, isterseniz düzenli sefer yapan teknelerle kıyı şeridinin görkemli manzarasını seyrederek bölgeyi dolaşabilirsiniz.

 Capri  c’est fini


60’lı   yıllarda Fransız şarkıcı Herve Vilard’ın dillerden düşmeyen şarkısı “Capri c’est fini” ile  tanıdığımız Capri adası eski zamanlardan beri bir keyif yeri olarak konumlanmış. Capri uzun dönemler, imparatorlar, sanatçılar, yazarlar ve uluslararası jet sosyete için bir keyif yeri olmuş.  İmparator Augustus adaya, “Capri Apragopolis” yani “Tatlı Tembellik” adası ismini vermiş.

Amalfi’den Capri adasına   bir saatlik bir tekne yolculuğuyla ulaşılıyor. Marina Grande’ye geldiğinizde Capri’nin faytonu andıran tipik taksileriyle , muhteşem manzaralar sunan dağ yolundan Capri’ye tırmanıyorsunuz. Bölgenin en güzel villalarının bulunduğu bu ada iki köyden oluşuyor : Capri ve Anacapri. Taksi şöförü size Capri mi Anacapri mi diye sorduğunda yanılıp da  Anacapri demeyin.   Adanın  esas kalbinin attığı yer Capri’dir.

Capri’de sokaklar,  kafeler, hediyelik eşya dükkanları ve pahalı butiklerle dolu. Capri’ nin batısında adanın ikinci köyü Anacapri  yer alıyor. Capri’den daha sessiz olan bu köy küçük bir meydana açılan dar sokaklardan oluşuyor.  

Konaklama

Amalfi kıyılarında konaklama seçenekleri sonsuz. Ancak kıyı şeridinin ortasında yer alan Amalfi kasabası her tarafa ulaşım rahatlığıyla konaklama  ve fiyat açısından daha uygun.. Amalfi’de dağın tepesinde bir kartal yuvası gibi duran “  Grand Hotel Excelsior” panoramik kıyı manzaralı teraslı odalarıyla son derece keyif ve huzur verici.

Sosyal  renkli bir yaşamın olduğu Positano’da  ise  Napoliten ve Barok stili yapısıyla dikkat çeken  “Palazzo Murat”  kalabalık Positano sokakları içinde sakin ve dinlendirici bir mekan.

Ravello’daki “Villa Cimbrone”  ise şık, huzurlu ve lüks bir tatilin adresi. Bir çok düğüne de evsahipliği yapan villa  insanı hayallere sevkediyor.

 Alışveriş



Büyük mağazalardan ziyade küçük hediyelik eşya dükkanlarının yer aldığı Amalfi bölgesi seramikleriyle meşhur. İki üç adımda bir seramik mağazası var. Limon cenneti olan Amalfi’den  bölgeye özgü götürebileceğiniz en güzel hediye Limonçello.  Murono cam kolyeler, küpeler ise Swarosky’i aratmıyor. Giyim olarak ham ketenden elbiseler, bluzlar, etekler  farklı tasarımlarla sunuluyor.

 Napolililerin uğuru olan ve adını Napoli karnaval giysilerinden alan “Pulcinella” maskotlarının sahibine şans, sağlık ve para getireceğine inanılıyor. Ancak kendinizin satın alması değil birinin size hediye etmesi gerekiyor.




Yemek


Amalfi kıyıları balıkçı lokantaları, pizzacıları ile birbirinden güzel seçenekler sunuyor. Ancak şu üç lokantada yemek yemeden dönmeyin. Amalfi’de  “Eola” şık ve zarif servisi, lezzetli yemekleriyle hem damak zevkinize, hem de ruhunuza hitap ediyor.  Bu arada sahildeki “Savoie” pastanesine uğrayıp küçük pastalarından yemeyi de ihmal etmeyin, özellikle de milföy.

Yolunuz Mairoi’den geçerse, mutlaka “Mammato” da deniz ürünleriyle kendinize bir ziyafet çekin. 1890 yılından beri hizmet veren  mekan bölgenin en güzel  lokantalarından.

Ravello’da  “Cumpa Cosima” yemekleriyle olduğu kadar , sıcacık misafirperverliği ile de sizleri büyüleyecektir. Geleneksel İtalyan mutfağının  tüm tadlarını bulacağınız bu lokanta ağız tadına düşkünleri fazlasıyla memnun ediyor.



Ulaşım

Napoliye'ye THY ve Alitalia'nın Roma ve Milano direkt uçuşlarıyla aktarma yapılıyor .Napoli’den sonra 1.5 saat süren karayolu ile Amalfi’ye ulaşılıyor. Ancak virajlı yollara dayanamam diyorsanız Napoli’den Amalfi’ye  gemi yolculuğuyla da ulaşım var.