Napoli koyunun güney kıyılarına yakın kayalık ve dağlık bir bölge olan Sorrento yarımadasının kıyılarından Salerno’ya kadar uzanan bu sahil şeridi bir zamanlar denizcileri sesleriyle büyüleyen sirenlerin yaşadığı bugünse kasabalarının güzelliği ve kıyı dekoruyla popüler bir sayfiye yeri. Sorrento’dan deniz tarafına gittiğinizde sırası ile Positano, Praiano, Conca Dei Marini, Amalfi, Atrani, Ravello, Minori, Maiori, Vietri Sul Mare ve Salerno geliyor.
Limon ve zeytin ağaçlarının gölgesinde küçük kasabaların bulunduğu Amalfi kıyılarında bir zamanlar, "siren" adı verilen ve incecik sesleriyle gemicileri kayalara sürükleyip teknelerini batıran tanrıçalar yaşarmış.. Bir inanca göre, bugün Rudolf Nureyev'in sahibi olduğu “Li Galli” adacıkları aslında sirenlerin vücudu imiş.
Amalfi kıyılarındaki denizin üzerinde yamaçlara oturtulmuş kasaba ve köyleri, denize doğru sarkan yamaçlardaki kat kat asma bahçeleri, uçurumun dibindeki evleri gördüğünüzde “doğa mı güçlü, insan mı” sorusuna hiç düşünmeden “insan” yanıtını veriyorsunuz.
Gökyüzüne denizden daha yakın bir yer :Ravello
Ravello hayal edilebilecek en güzel ve en romantik küçük kasabalardan biri. Dik bir bayırın üzerinde kurulu 350 metre yükseklikteki Ravello Fransız yazar Andre Gide’in dediği gibi “gökyüzüne denizden daha yakın” . Süslü bahçeleri, unutulmaz gök mavisi kıyı manzaraları, insana huzur veren atmosferi ile Ravello aynı zamanda bir festivaller şehri . 1880 yılında Parsifal operasının bir bölümünü burada besteleyen Richard Wagner’ın anısına 1953 yılından beri her yıl “Ravello Müzik Festivali” düzenleniyor. Wagner’in besteleri Ravello sokaklarında kulaklarda çınlıyor.
Wagner’in eşsiz müziğiyle kutsanmış bu kasabının ünlü iki villasından biri olan Villa Rufola ortancalar, sardunyalar, limon ağaçlarıyla donanmış güzel bahçelerinin görüntüleriyle gerçekten muhteşem. Tarihi ve mimari özelliklere sahip olan villa, adını sahibi olan Rufola ailesinden almış. 13. yüzyılda inşa edilmiş villa, papalar, imparatorlar ve Richard Wagner dahil bir çok misafir ağırlamış. İlk başta arap, roman ve sicilya mimarilerinin karışımıyla yapılanan villa yıllar geçtikte mimari değişime uğramış. 18. yüzyılda çitler eklenmiş, 19 yüzyılda romantik bahçeler eklenmiş. Rufola ailesinden İskoçyalı İngiliz sanayici Francis Neville Reid’e geçen villa daha sonraki yıllarda vakıf tarafından satın alınarak bir kültür merkezine dönüştürülmüş. Bu doğa harikası villa , bugün Ravello’ya muhteşem botanik güzellikleri , ve görkemli festivalleriyle hayat veriyor.
Kasabanın diğer önemli villası olan Villa Cimbrone de bahçeleriyle ünlü. 6 hektarlık bahçesiyle , bugün butik otel olarak işletilen Villa Cimbrone zamanında E.M. Forster, Lytton Strachey, Keynes, Henry Moore, Elliot, Crick, Piaget, Virginia Woolf, D.H. Lawrence, Winston Churchill, Greta Garbo, Leopold Stokowsky gibi birçok sanatçıya, yazara, siyasetçiye ev sahipliği yapmış.
Ravello’dan Positano’ya uzun ince bir yol
Yukarıdan aşağıya inmeye başladığınızda seyrine doyamayacağınız bir manzara kartpostal gibi karşınızda duruyor. Kıyıya indiğinizde kıvrımlı yol sizi döneminde İtalya’nın en güçlü deniz cumhuriyetlerinden olan Amalfi’ye getiriyor. Akdenizin tüm deniz ticareti bir zamanlar, 11 yüzyılda çıkarılan ve dünyanın en eski deniz yasaları olan “Tavole Amalfitane” ile yönetilmiş. Büyük limanı, meşhur katedrali, kâğıt üretim müzesi, Amalfi Denizcilik yazıtları ile ünlü Amalfi kasabası aynı zamanda turizme ilk açılan yerlerden biri. Amalfi’de yaşam kentin onuru olan San Andrea katedralinin meydanında akıyor. Fas - Gotik – Norman mimarisinin izlerini taşıyan cephesi ve romanesk tarzdaki çan kulesi ile San Andrea katedrali 9. yüzyılda kurulmuş.
Amalfi’nin batısında giderek daha da güzelleşen küçük dağ yolu, tekne, teleferik ya da kayalardan oluşan basamaklarla ziyaret edebileceğiniz zümrüt suların olduğu bir deniz mağarası olan Grotta dello Smeraldo’ya götürüyor.
Kıyının şiirsel doğasında kıvrıla kıvrıla ilerleyerek, heybetli bir şekilde konumlanmış Positano’ya gelmeden önce kıyının en etkileyici vadilerinden Vallone di Furore’den geçiyorsunuz. Tüm kıyı şeridine adını veren Amalfi’den çok daha popüler olan Positano, daracık sokakları, merdivenleri, plajları, güzel otelleri ve hareketli yaşamıyla büyülüyor.
Amalfi kıyısının en karakteristik özelliğinden birisi de daracık yolları. Amalfi'nin eski müdavimlerinden ünlü yazar John Steinbeck, yollarının, özellikle yan yana iki arabanın geçeceği mesafeden bile daha dar yapıldığını söyler. Andre Gide, yürümeye çalışırken nasıl at arabasının altında kaldığını anlatır.
Tiren denizinin kıyısındaki sahil şeridi, irili ufaklı koyları ve küçük plajlarıyla keşfedilmeye değer bir cennet. Berrak ve turkuaz sularında serinleyeceğiniz plajların çoğu özel işletmelere ait. Beyaz çakıl taşlı yüzlerce küçük sevimli plajların bulunduğu bu bölgede en geniş kumsala sahip olan plaj Mairoi’de.
En küçük yerleşimi bile görülmeye değer görkemli Amalfi kıyıları, tüm popülaritesine ve kalabalığına rağmen gizli bir huzuru da içinde barındırıyor.
Bölgede ulaşım ise oldukça rahat. İster daracık dağ yollarından kıvrılarak arabayla, isterseniz düzenli sefer yapan teknelerle kıyı şeridinin görkemli manzarasını seyrederek bölgeyi dolaşabilirsiniz.
Capri c’est fini
60’lı yıllarda Fransız şarkıcı Herve Vilard’ın dillerden düşmeyen şarkısı “Capri c’est fini” ile tanıdığımız Capri adası eski zamanlardan beri bir keyif yeri olarak konumlanmış. Capri uzun dönemler, imparatorlar, sanatçılar, yazarlar ve uluslararası jet sosyete için bir keyif yeri olmuş. İmparator Augustus adaya, “Capri Apragopolis” yani “Tatlı Tembellik” adası ismini vermiş.
Amalfi’den Capri adasına bir saatlik bir tekne yolculuğuyla ulaşılıyor. Marina Grande’ye geldiğinizde Capri’nin faytonu andıran tipik taksileriyle , muhteşem manzaralar sunan dağ yolundan Capri’ye tırmanıyorsunuz. Bölgenin en güzel villalarının bulunduğu bu ada iki köyden oluşuyor : Capri ve Anacapri. Taksi şöförü size Capri mi Anacapri mi diye sorduğunda yanılıp da Anacapri demeyin. Adanın esas kalbinin attığı yer Capri’dir.
Capri’de sokaklar, kafeler, hediyelik eşya dükkanları ve pahalı butiklerle dolu. Capri’ nin batısında adanın ikinci köyü Anacapri yer alıyor. Capri’den daha sessiz olan bu köy küçük bir meydana açılan dar sokaklardan oluşuyor.
Konaklama
Amalfi kıyılarında konaklama seçenekleri sonsuz. Ancak kıyı şeridinin ortasında yer alan Amalfi kasabası her tarafa ulaşım rahatlığıyla konaklama ve fiyat açısından daha uygun.. Amalfi’de dağın tepesinde bir kartal yuvası gibi duran “ Grand Hotel Excelsior” panoramik kıyı manzaralı teraslı odalarıyla son derece keyif ve huzur verici.
Sosyal renkli bir yaşamın olduğu Positano’da ise Napoliten ve Barok stili yapısıyla dikkat çeken “Palazzo Murat” kalabalık Positano sokakları içinde sakin ve dinlendirici bir mekan.
Ravello’daki “Villa Cimbrone” ise şık, huzurlu ve lüks bir tatilin adresi. Bir çok düğüne de evsahipliği yapan villa insanı hayallere sevkediyor.
Alışveriş
Büyük mağazalardan ziyade küçük hediyelik eşya dükkanlarının yer aldığı Amalfi bölgesi seramikleriyle meşhur. İki üç adımda bir seramik mağazası var. Limon cenneti olan Amalfi’den bölgeye özgü götürebileceğiniz en güzel hediye Limonçello. Murono cam kolyeler, küpeler ise Swarosky’i aratmıyor. Giyim olarak ham ketenden elbiseler, bluzlar, etekler farklı tasarımlarla sunuluyor.
Napolililerin uğuru olan ve adını Napoli karnaval giysilerinden alan “Pulcinella” maskotlarının sahibine şans, sağlık ve para getireceğine inanılıyor. Ancak kendinizin satın alması değil birinin size hediye etmesi gerekiyor.
Yemek
Amalfi kıyıları balıkçı lokantaları, pizzacıları ile birbirinden güzel seçenekler sunuyor. Ancak şu üç lokantada yemek yemeden dönmeyin. Amalfi’de “Eola” şık ve zarif servisi, lezzetli yemekleriyle hem damak zevkinize, hem de ruhunuza hitap ediyor. Bu arada sahildeki “Savoie” pastanesine uğrayıp küçük pastalarından yemeyi de ihmal etmeyin, özellikle de milföy.
Yolunuz Mairoi’den geçerse, mutlaka “Mammato” da deniz ürünleriyle kendinize bir ziyafet çekin. 1890 yılından beri hizmet veren mekan bölgenin en güzel lokantalarından.
Ravello’da “Cumpa Cosima” yemekleriyle olduğu kadar , sıcacık misafirperverliği ile de sizleri büyüleyecektir. Geleneksel İtalyan mutfağının tüm tadlarını bulacağınız bu lokanta ağız tadına düşkünleri fazlasıyla memnun ediyor.
Ulaşım
Napoliye'ye THY ve Alitalia'nın Roma ve Milano direkt uçuşlarıyla aktarma yapılıyor .Napoli’den sonra 1.5 saat süren karayolu ile Amalfi’ye ulaşılıyor. Ancak virajlı yollara dayanamam diyorsanız Napoli’den Amalfi’ye gemi yolculuğuyla da ulaşım var.